bu insanlar bu düzeni nasıl kabul etti

Her gün, gün ağarmadan sıcak yatağımdan kalktığımda sorduğum soru.

Bu düzen insanlara dayatıldı.

(bkz: serbest çağrışım ) (bkz: düzen hayatından memnun düzülen ne zaman değişecek )

insanları kölelik sisteminin bittiğine kim inandırdı?

Toplum olarak duygularımızı söylemekten, duygularımızı yaşamaktan hatta hissetmekten kaçan bir yapıya sahibiz. Duygulardan kaçmak, göçebe hayatın bize kattığı savunma mekanizmalarından sayılabilecek kadar eski tarihlere dayanabilir. Yirmi birinci yüzyılda göçebe yaşam olmadığından yüzyıllardır sakladığımız duyguları çeyiz sandıklarımızdan çıkartmalıyız diye düşünüyorum. Çünkü duygularımızı sakladığımız sandıklarımız doldu, taşıyor. Duyguları yaşayamadıkça onların bizi yaşattığı gibi hareket ediyoruz. Canımız istiyor sokakta hiç tanımadığımız birini samuray kılıcıyla kesebiliyoruz. Hiç tanımadığımız bir kızı sırf bizim kullandığımız otobüste diye parçalara ayırıp yakabiliyoruz. Acaba canımız istedi diye mi? Yoksa sakladığımız duygular o an canımızı istetti diye mi? Biz toplum olarak böyle bir düzeni nasıl kabul ettik?

Herkesin bir fiyatı vardır. Fiyatı ödenen düzeni sorgulamaz. Sorgulayan fiyatı ödenmeyendir. Onlara sıra gelince. Onlarda sorgulamaz. Bu devirde vicdan ahlak falan arayan varsa baska yerde arasın amk mal mısınız?

"bana kalsa düzene küfrederdim." ama bana kalmadı.

bu düzen kurulu olarak hayata geliyoruz belki ama benim bu şekilde sürdürmeye pek niyetim yok. sürmeyecek de.

cevap soruda. (bkz: bu millet o millet)

güzel soru. cevap basit; (bkz: korku) (bkz: açlık) geriye kalan her şey bu iki olgunun kolları. cehalet ve yoksulluk dahil. ki aslında her şeyin başı yoksulluk.

Bir devinim halinde değil miyiz? Her farklılaşmada benzemiyor muyuz düne? Sonra buna yenilik demiyor muyuz? Kolay yolu seçiyoruz sonra ya isyan ediyoruz(haklı olarak) ya boyun eğiyoruz. Ha ama bu demek değil ki bireysel olarak asıl suç hepimizin .Değil,çünkü bize alışmayı aşılayan başkaları ama biz de kabullenmekte güçlük çekmiyoruz ya da görmek için direnmektense "girer yoluna"demeyi tercih ediyoruz.

Lan ilk kim belli bir saat aralığında çalışmayı kabul etti? Hatta çalışma saatini 10-12 saat olarak kim kabul etti hangi piç kurusu ya

aga bu söylediklerinizin bir çoğunun temelinde seks var.. insanoğlu bu kadar çoğalmasaydı muhtemelen daha az insan daha çok huzur bulunan bir dünya olacaktı.. (bkz: işte bunlar hep seks)

Etmedik ama etmiş saydılar

Cahil ve aç gözlü orospu evlatları yüzünden geldik bu hale. Medeniyet falan zaten hak getire. Düşünen, kitap okuyan, beynini kullanabilen insan sayısı afrikadaki tok insan sayısından daha az. Bal tutan da halkı, milleti siktir edip parmağını yalama peşine düşünce bu durum tabii ki kaçınılmaz oluyor. Kurunun yanında yanan yaşlarız.

T.C. gencinin her gün aralıksız sorup cevabını bir türlü alamadığı sorudur.